Çevrimiçi Deneyimlerin Kaçınılmazı:
Çevrimiçi Tehlikelerle Mücadele

Her yıl milyonlarca insan kimlik hırsızlığı, siber zorbalık veya internet dolandırıcılığının kurbanı oluyor. Amerika Birleşik Devletleri gibi bazı ülkelerde vatandaşların yaklaşık% 10'u kimlik sahtekarlığı kurbanı olmuştur. Sadece 2020'de FBI, 800.000'e yakın siber suç şikayeti aldı. Fransa'da, 2020 yılında 90.000'den fazla kişi, ihlal edilen siber güvenlikle ilgili olarak devletin destek platformuna ulaştı.

ANSSI'ye göre, siber saldırıların sayısı 2020'de dört katına çıktı.

Siber saldırı dünyanın her yerinde yaşanıyor ve Avrupa bu konuda bir istisna değil. En az maruz kalan ülkelerden (Finlandiya, Danimarka, Lüksemburg, Estonya ve Norveç), biraz daha fazla maruz kalanlara (İrlanda, Hollanda, Slovakya, İtalya, Slovenya), en çok maruz kalanlara (Belarus, Bosna-Hersek, Ukrayna ve Arnavutluk), hiçbir ülke bunları tamamen önlemenin bir yolunu bulamıyor. Kimlik avı dolandırıcılıkları, teslimat etmeme dolandırıcılıkları ve gasp, ana tehditler arasında. Siber zorbalık ve şantaj da resmin bir parçası.

Durumun evrenselliği ve her saldırı veya ihlalin siber güvenlik modellerimizi geliştirmek için kullanılma potansiyeline sahip olduğu gerçeği göz önüne alındığında, hükümetler, siber güvenlik ve krizlerin ele alınmasında uzman özel partiler yardımıyla, siber suçların ortadan kaldırılmasında kilit bir role sahip. BM, 2011 yılında, üye devletlerin bu nispeten yeni tehditlerle başa çıkmalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir Küresel Siber Suç Programı başlattı.

Şirketler ve bireyler olarak çevrimiçi tehlikelerin neden olduğu muazzam psikolojik ve finansal maliyetleri nasıl önlenebiliriz? Bireyler nasıl daha iyi bilgilendirilebilir ve iyi uygulamalar nasıl yaygınlaşabilir? En önemlisi ise siber suçların sonuçları en iyi şekilde nasıl ele alınabilir?

Daha İyi Önleme için Daha İyi Siber Tehlike Eğitimi

Dolandırıcılık, kimlik veya hassas veri hırsızlığı gibi çevrimiçi tehlikeler söz konusu olduğunda, riskleri sınırlamanın anahtarı bireylerin uygun şekilde bilgilendirildiğinden ve hazırlandığından emin olmak. Net ve etkili şekilde bilgi sağlamak, siber suç mağdurlarının yıllık sayısını azaltmanın ilk adımı. Tıpkı çocukların çevrimiçi olarak yabancılarla tanışmanın potansiyel risklerinden haberdar edilmesi gerektiği gibi, yetişkinler de benzer bir önleme sahip olmalı..

Çevrimiçi hizmetleri kullanırken, iki kullanıcı arasında gerçekten bir fark yaratan şey yaş değil internet hakkındaki bilgileri oluyor. Bununla birlikte, genç ve yaşı ilerlemiş kullanıcıların siber zorbalık ve dolandırıcılıklara karşı daha savunmasız olduğu görülüyor. 2021 LexisNexis Risk Solutions'ın iki yılda bir yayınladığı siber suç raporuna göre, genç yetişkinler ve 75 yaş üstü kişiler siber saldırılar için en çok hedeflenen kullanıcılar. Bu, gençler açısından internetteki genç kullanıcıların oranı, yaşlılar açısından ise bilgi eksikliği ile açıklanabilir.

Bu bağlamda, özellikle siber saldırıların doğurduğu riskler ve sonuçlar göz önüne alındığında kilit husus riski önlemek. Bireyleri bilgilendirmek de yüksek öneme sahip. Kişisel ve hassas verileri çalındığında insanların hayatları altüst olabiliyor. Bloke edilen hesaplar, finansal kayıplar, yüksek meblağlı kredi gibi birçok şey tek bir siber saldırı ile yapılabiliyor. Çevrimiçi taciz veya siber zorbalık durumunda, riskler muazzam psikolojik sıkıntıyı ve en kötü senaryoda mağdurun intiharını içerebiliyor.

İnsanlara doğru teknolojik araçları (anti-virüs, güvenlik duvarları, güvenli ağlar, çevrimiçi veri izleme...) sağlamak çözümün bir parçası olsa da siber riski önemli ölçüde azaltmak için uygun eğitim de oldukça önemlidir.

Salgın Bağlantılı Dünyadaki İlişkilerimizi Derinden Sarstı

COVID-19 krizi birçok insanı çevrimiçi alışverişi veya uzaktan çalışmayı benimsemeye zorladığı için bu daha da önem kazanmış durumda. Adaptasyon hızlı olmak zorunda olduğu için acemi kullanıcılar zorlu bir yola sürüklenmiş olabilir. Yakın tarihli bir Birleşmiş Milletler raporunun gösterdiği gibi, sosyal mesafe, nedeniyle kamu makamları, işletmeler ve bireyler tarafından çevrimiçi iletişim kullanımında önemli bir artış görüldü. Bu bireylerin birçoğu o zamanlar çevrimiçi teknolojiye aşina değildi. Raporda belirtildiği gibi, "bu, siber suçluların yararlanması için büyük, çekici ve savunmasız bir hedef sundu."

Daha da korkutucu olanı, bazı kötü niyetli bireylerin Covid-19 krizinde gerçekleştirdiği çevrimiçi dolandırıcılık fırsatlarıdır. Aynı raporda belirtildiği gibi, bazı siber suçlular insanların pandemi ile ilgili korkularını hedef almaya başladı. İnternette para için sahte tedaviler ve profesyonel olmayan tıbbi tavsiyeler sunuldu. Rapor ayrıca, özellikle siber suçlular tarafından Covid-19 ile ilgili spam veya yanlış bilgilendirme e-postaları yoluyla fidye yazılımı iletmek için gönderilen bağlantılar aracılığıyla yaşlı vatandaşların hedef alınma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Sigorta Şirketleri İnsanların Hasarı Atlatmasına Nasıl Yardımcı Olabilir?

Çoğu zaman, siber saldırı kurbanları kime başvuracaklarını veya nasıl düzgün tepki vereceklerini bilmiyorlar. Çevrimiçi dijital araçlara hakim olmamak, sıkıntı ve kaygılarına katkıda bulunabiliyor. Peki sigorta sağlayıcıları müşterilerinin bu endişelerle başa çıkmalarına nasıl yardımcı olabilir? Doğru temas noktasını bulmalarına ve acil durum önlemleri almalarına yardımcı olabilirler. El ele, tazminata doğru doğru adımları atmak için işbirliği yapabilirler. Ancak müşterilerine yalnızca anlaşmazlık durumunda tavsiyede bulunmakla kalmamalı, aynı zamanda özel çözümler aracılığıyla onları ana dijital risk endişelerinden korumalıdırlar.

Avrupalıların siber güvenliğe yönelik tutumları üzerine Flash Eurobarometer 2020 anketi, Avrupa vatandaşlarının en yaygın endişesinin kişisel verilerin kötüye kullanılması olduğunu söylüyor. Vatandaşların %67'si banka kartı veya çevrimiçi bankacılık dolandırıcılığının kurbanı olmaktan, %66'sı kötü amaçlı yazılım veya kimlik hırsızlığı yazılımlarının cihazlarına bulaşmasından ve %61'i çevrimiçi sosyal ağlarının veya e-posta hesaplarının hacklenmesinden endişe duyuyor. %38'i sosyal medya platformlarında siber zorbalık yaşadığını belirtiyor. Dahası Covid-19 krizinden bu yana e-zorbalığın arttığı düşünüldüğünde muhtemelen bugünlerde daha bu oran daha da artmış durumda...

Müşterileri korumak, ihtiyaçlarının tüm yönlerini dikkate almak anlamına gelir. Bu, örneğin siber zorbalık, çevrimiçi şantaj veya itibara zarar verme durumunda da geçerli olabilir. Bu tür saldırıların psikolojik doğası nedeniyle uygun yasal tavsiyenin yanı sıra konu hakkında kapsamlı bilgi son derece önemli. Bu nedenlerle ve özellikle bu zararlar finansal açıdan basitçe ölçülemediği için sigorta sağlayıcıları mağdurlara uygun yasal, idari ve psikolojik yardım vermelidir. Gerçekten de, siber saldırıların feci sonuçları olabilir; bunlardan bazıları uzun vadede kişinin hayatını etkileyebilir. Örneğin, kimlik hırsızlığı ve kredi kartı dolandırıcılığı, bloke edilmiş hesaplara, borçlara ve gereksiz yasal takiplere neden olabilir. Bir çocuğun çevrimiçi tacizi durumunda, psikolojik zarar tüm aileyi etkileyebilir. Bu gibi durumlarda, (sadece potansiyel hasarları finansal açıdan telafi etmek için değil, aynı zamanda psikolojik destek sağlamak için) dikkati çekmek ve etkili çözümler bulmak sigorta şirketinin görevlerinden biridir.

Çevrimiçi tehlikeler çift koruma gerektirir. Sigorta sağlayıcıları sadece potansiyel maddi hasarı karşılamakla kalmamalı, aynı zamanda mağdurlar açısından psikolojik sonuçları de göz önünde bulundurmalıdır. Bireylere dijital iyi uygulamalar hakkında gerekli bilgileri sağlamak çok önemlidir ve daha iyi çevrimiçi koruma için ilk adım olmalıdır. Bununla birlikte, teknolojik güvenliğin yanı sıra finansal tazminat ve somut desteği kapsayan sigorta ürünleri sunmak, siber saldırıları her yönüyle ele almanın tek yoludur.

Daha Fazla İlham